2010-06-22

SADAKAT


...Sesi olmayan bir ağzım olduğunu bilmiyordum. Sessizliğimin ne kadar yırtıcı olduğunu. Benim değildi o ses. Konuşan ben değildim. O yükselen alçalan, çözülen, fırıl fırıl dönen ve çıkış arayan haykırışlar benim olamazdı. Sözcükler yuvarlanıp yerlere düşüyordu ve ben nasıl olupta hep birlikte baş aşağı, aşağı, aşağı düştüğümüzü anlayamıyordum. Yeryüzünün neresinde bulunduğumu bilmiyordum...

İnci ARAL-Sadakat isimli romandan alıntıdır...

Kırmızı ciltli kitaplar hep ilgimi çekmiştir. Nedense içeriğinde acı dolu bir sesle yükselen haykırışlar varmış gibi geliyor... Bu kitap ta tam hissettiğim şeyi doğrulamakla kalmayıp bir kadının aşkı uğruna neleri feda edebileceğini, hastalıklı bir aşk olduğunu bile bile nelere göğüs gerebileceğini, O'nu nasıl affedebileceğini anlatıyor. İlk başlarda çok abartı gelmişti bazı şeyler ama okuyup bitirdikten sonra sindirmeye başladım... kendimi koydum romanın baş kahramanının yerine, "ben olsam ne yapardım" diye düşünürken buldum kendimi... Öyle paragraflar var ki hala kafamın içinde yankılanıyor! Akıcı, aşk, ihtiras, tutku, entrika ve acı dolu bir kitap. Gözünüze çarparsa bir yerlerde okuyun derim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder